Kolajen insan vücudunu oluşturan tüm doku ve organların temel yapı taşı proteinidir. Aslında kolajen için vücudumuzun çimentosu diyebiliriz. Cildin doğal yapısının oluşturan, cilt yaşlanmasını engelleyen, kemik, kas ve kirişlerin dolayısıyla eklemlerin yapısını güçlendiren, organları destekleyen, damar duvarına elastikiyet, hareketlilik ve sağlamlık veren, kan damarları, dişler ve gözü oluşturan katmanlarda da bulunan çok özel bir moleküldür. Kolajen’in vücutta bir çok alt türü bulunmaktadır ancak 4 ana türü vücutta en yaygın olarak bulunur. Bu dört tür içerisinde en yaygın olarak bulunan Tip 1 kolajendir ve bu tip deri, kıkırdak, tendonlar, kemikler, dişler ve bağ dokularının oluşumunda yer alır. Tip 2 kolajen eklemlerde ve kıkırdaklarda bulunur. Tip 3 kolajen damarlarda, kaslarda ve organlarda yer almaktadır. Tip 4 kolajen ise ağırlıklı olarak cilt katmanlarında yer alır.
Kolajenin yapısında prolin, hidroksiprolin ve glisin gibi aminoasitler yer alır, ayrıca bir miktar glutamik asit, adenin ve arginin de bulunmaktadır. Kolajen doğal olarak vücutta sentezlenen bir proteindir. Kolajen üretimi için C vitamininin de önemli rolü vardır. Dolayısıyla yeterli miktarda taze meyve ve sebze tüketimi de çok önem kazanmaktadır. Kolajenin üretiminin artması için gerekli aminoasitlerin karşılanması için doğal olarak et, kemik suyu, et suyu, yumurta, süt ve süt ürünler, tavuk derisi, balık gibi gıdaların tüketilmesi gereklidir.
İlerleyen yaş, sigara kullanımı, hava kirliliği, yoğun stres, yetersiz ve dengesiz beslenme, aşırı şeker tüketimi, paketlenmiş, rafine gıdalar, uzun süre güneş ışınlarına maruziyet, uyku düzensizliği, sedanter yaşam tarzı, alkol kullanımı vücuttaki kolajenin azalmasına yol açar, Buna bağlı olarak ciltte belirgin bir soluklaşma, kuruluk, sarkma, cilt lekeleri ve kırışıklıklar oluşabilir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için vücuda dışarıdan kolajen takviyesi alınması gerekli olabilir. Genellikle 30 yaşından sonra hem kadınların hem de erkeklerin doğru kolajen takviyelerini kullanması önerilmektedir.
Kolajen alınırken nelere dikkat etmek gerekir?
Kolajen içeren gıda takviyeleri alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli konu kolajenin molekül ağırlığıdır. Molekül ağırlığı yüksek olan kolajen tiplerinde emilim yetersiz olacağı için faydaları da sınırlı olacaktır. Kullanılan kolajenden en yüksek faydayı görmek için alınan kolajenin en fazla 3000 Dalton civarında moleküler ağırlığı olması tavsiye edilir. Ayrıca kolajene ek olarak C vitamini, hiyalüranik asit, selenyum ve çinko kullanımı da faydalı olacaktır. Diğer bir önemli konu da alınan ürün içerisinde bulunan kolajen peptidin gramajıdır. Kolajenden fayda görebilmek için en az 2-2,5 g üzerindeki dozlar işe yaramaktadır. Bu miktar arttıkça göreceğiniz fayda da artacaktır. Ürünlerin hangi teknoloji ile ve hangi standartlarda üretildiğine çok dikkat etmek gerekir.
Kolajen nelere iyi gelir?
- Cilt sağlığını geliştirir, cildin daha sağlıklı, parlak ve güzel görünmesini sağlar. Yaşlanmadan kaynaklanan kırışıklıkların azaltılmasına yardımcı olur.
- Kıkırdaklar, eklemler, kas ve bağ dokusu hastalıklarının gelişimini önler.
- Eklem ağrılarını azaltır, eklem iltihaplarını önlemeye yardımcı olur. Osteoartrit gibi romatizmal hastalıkların önlenmesine yardımcı olmakla birlikte bu hastalığa sahip olanların tedavisini de destekler.
- Yara iyileşmesini hızlandırır
- Damarların daha güçlü olmasını sağlar. Kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağlar. Ayrıca, iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterolünün seviyesini yükseltir
- Saç ve tırnak sağlığını geliştirir.
- Sindirim sistemini düzenler ve metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur.
- Vücudun kas kütlesinin artmasını sağlar.
- Selülitlerin azalmasını sağlar.